Hekimlik ve Sınıf Üzerine - Prof. Necati Dedeoğlu

  09.02.2017   3105 okunma   

Burada sözünü ettiğim okul sınıfı değil, sosyal sınıftır. Marx’ın sınıf tanımı kapitalizmin nasıl çalıştığını görebilmek için temel bir kavramdır. Mal ve sermayeyi elinde bulunduran burjuva sınıfının diğer sınıfları ve doğayı sömürerek güç ve zenginlik kazandığı ve bunları korumak için savaş dahil çirkin yöntemlere başvurduğu bilgisi artık herkesin kabul ettiği, tartışılmayan bir gerçektir. Böyle olmasına karşın, bizler, sömürülen ve geri kalmış bir ülkenin toplumcu olması gereken hekimleri, nadiren bu gerçeği dile getiririz. Yoksulluktan, eşitsizlikten, etnik veya cinsel ayrımcılıktan söz ederiz de bunların yaratıcısı olan kapitalist sistemi pek ağzımıza almayız. Sınıf, kapitalizm, emperyalizm, burjuva, sömürü gibi tabu kelimeleri kullanmayız. Kullananları da ya duymazdan geliriz veya “ideolojik” damgası vurarak dışlarız. Bu ikiyüzlülük değil midir? ( Yaşamı sistemle mücadele içinde geçen pek çok hekimimizi elbette dışarıda tutarım.  )

Aslında çoğumuz bu kapitalist sistemin hışmından korkarız. Haksız da sayılmayız; Cumhuriyetin ilk yıllarından beri bu sözleri söyleyenler sürüldü, hapislere atıldı, işkence gördü, öldürüldü. Sistemin bir parçası olup, onun nimetlerinden yararlanmak ( hele de üniversitede bir profesör isen) bize daha rahat gelir. Bu körler ve sağırlar dünyasında yuvarlanıp durur, öğrencilerimize de ülkemizdeki sağlık sorunlarının temel nedenleri yerine, suya sabuna dokunmayan şeyler öğretiriz. Böylece hem zihnen hem fizik olarak kendimizi güvene alırız; ama burjuva sömürüsü güçlenerek devam edip gider.

Bunun sadece ülkemizle ilgili olduğu sanılmasın. Uluslararası bilim çevrelerinde de böyledir. Afetlerin sosyo-kültürel yönü üzerine konuşma yapmak üzere Almanya’da yapılan bir toplantıya davet edilmiştim. Afetlerde niçin hep yoksullar en büyük zararı görür, ihmal kültürünün gerisinde ne var konulu güzel bir konuşma da yaptım. Burada elbette kapitalizm, emperyalizm, sınıf gibi kavramlardan söz ettim. Konuşmamdan sonra salonda bulunan bir kaç bilim adamı gelerek kutladılar, konuşmamı övdüler. Bu toplantılar düzenli olarak sürdürüldü  ama beni o ilk toplantıdan sonrakilerine çağırmadılar. Konuşmam toplantıyı düzenleyenleri rahatsız etmiş, üstü örtülmesi gereken konuları dile getirmiştim.

Hepimizin çok değer verdiği bağımsızlık, eşitlik, demokrasi, çevrecilik gibi değerleri kapitalist sistem içinde gerçekleştirmek mümkün değildir. Sınıf sistemi bu değerlerin yok edilmesi üzerine kuruludur. Üretim araçlarını ve gücü ellerinde tutanlar bağımsızlık, eşitlik, demokrasi istemezler, hele de günümüzün neo-liberal emperyalist dünyasında. Hekimler olarak kapitalist saldırıya karşı durmalı, her alanda çalışanları savunmalı, bu haksızlık ve sömürü düzeninin değişmesini amaçlamalıyız. Öğrencilerimize kapitalist sistemin nasıl işlediğini, yoksulluğun ve sağlıksızlığın nasıl üretildiğini göstermeliyiz. Unutmayalım ki Kapitalizm eradike edilmesi gereken en önemli hastalıktır.  

Prof. Necati Dedeoğlu

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi

kaynak: halkinsagligi.org/09.02.2017