İSİG Meclisi Ekim 2017 İş Cinayetleri Raporu

  06.11.2017   1810 okunma   
OHAL işçi sağlığına zararlıdır...
Ekim ayında en az 182, yılın ilk on ayında ise en az 1683 işçi yaşamını yitirdi
 
 
OHAL değil demokrasi istiyoruz... Aylardır söylüyoruz. Türkiye’de OHAL sonrası işçilerin hak arama mücadelesine ağır baskı uygulanmakta ve grevler dahi yasaklanmaktadır. İşçilerin korkutulduğu ve sindirildiği bir koşulda işçi sağlığı ve güvenliğinden bahsetmek mümkün değildir. Nitekim OHAL’le beraber iş cinayetlerinde yüzde 10’luk bir artış meydana gelmiştir. Yine OHAL koşulları o kadar keyfidir ki KHK’lar ile birlikte tek bir kişinin akşam aklına gelen, sabah kanun olabilmektedir. Yaz saati uygulamasından, kış lastiğine kadar darbe girişimiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan hemen her konu, KHK’lar ile düzenlenmektedir. Özetle işçi hakları mücadelesinin önündeki güncel pratik engel olarak OHAL kaldırılmalıdır.
 
Kalıcı yaz saati uygulamasından vazgeçilmelidir... Yukarıda değinmişken yaz saati uygulaması için görüşlerimizi belirtelim. TTB açıkladı: ‘Kış aylarında yaz saatinin uygulanması, insanda biyolojik saati etkileyerek sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratır.’ 2017 Nobel Tıp Ödülü bu döngüyü kontrol eden mekanizmalar üzerine yaptıkları çalışmalar nedeni ile üç ABD’li bilim insanı; Jeffrey Hall, Michael Rosbash ve Michael Young’a verildi. Nobel Komitesi bu üç bilim insanına bu yılki Nobel Tıp Ödülünü verme nedenini ‘Yeryüzünde yaşam, gezegenimizin dönüşüyle uyumludur. İnsanlar da dahil yaşayan organizmaların bir iç, biyolojik saati olduğunu ve bu saatin organizmanın günün doğal ritmine uyum sağlamasına yardımcı olduğunu biliyorduk. Ancak bu saatin nasıl çalıştığını Hall, Rosbash ve Young'ın çalışmaları sayesinde öğrendik. Bu bilim adamlarının çalışmaları, bitkilerin, hayvanların ve insanların biyolojik ritimlerini Dünya'nın devinimiyle nasıl uyumlu hale getirdiğini anlamamıza yardımcı oldu.’ cümleleri ile açıkladı. Yine EMO açıkladı: ‘Yaz saati uygulaması ile 2,8 milyar TL zarar edildi.’ Diğer yandan ne biyolojik saat ve ne ekonomik zarar dinlemeyen iktidar KHK ile yaz saati uygulamasını bir yıl daha uzattı. Neden? Tabi yakınmak yerine mücadele örneklerine bakmak lazım mesela. Kuzey Kıbrıs’ta emekçilerin yaptığı kampanya sonucu kalıcı yaz saati uygulamasından vazgeçildi.
 
Savaşa değil İSİG önlemleri için bütçe... Motorlu taşıtlar vergisi, özel tüketim vergisi, harçlar vs. Üstüste zamlar geliyor ve tartışılan sadece zam oranları. Enflasyon resmi olarak yüzde 12’ye ulaştı, dolar 4 TL sınırına dayandı, gençlerin dörtte biri işsiz. Çünkü ekonomide üretkenlik yok ve yapılan harcamalar silahlanmaya gidiyor. ABD ile uçak Rusya ile S-400 füze anlaşması yapılıyor, iç güvenliğe önemli bir kaynak ayrılıyor yani Türkiye ekonomisi bir savaş ekonomisi haline geliyor. Zaten Maliye Bakanı demedi mi silahlanma için ya dış borç alacağız ya da vergileri artıracağız. Türkiye toplumu bir savaş psikolojisine sokuluyor. Normalde devletler savaş harcamalarını, silahlanmaya, savaşa gittiklerini gizlerler ki toplum savaşa karşı bir tepki vermesin, savaşa karşı çıkmasın diye. Fakat bugün baktığınız zaman tam tersine bir durum söz konusudur. İktidar tarafından yapılan açıklamalarda, toplum açıkça savaşa hazırlanıp, savaşın normalleştirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Yani ‘biz savaş yapacağız, biz savaş politikası izliyoruz ve onun için sizin vergilerinizi buraya harcayacağız, sizden daha fazla para alacağız, sizi daha fazla yoksullaştıracağız’ diyor. 
 
Savaşa değil eğitime, sağlığa bütçe. İşçilerin ölmemesi, sakat kalmaması, yaralanmaması için bütçe. Çünkü her gün 8-10 işçi çalışmak için evinden çıkıyor ve bir daha geri dönemiyor. Eğer biz bu gerçekleri sorgulamazsak ‘neden’ sorusunu sormazsak bizleri daha zor günler bekliyor.
 
Ekim ayının gündemi yoğundu. Şırnak ve TÜPRAŞ işçi katliamları, Yapı Kredi’de mobbing sonrası kalp krizi geçiren emekçi kardeşimiz, sağlıkçıların çalışma koşulları nedeniyle intiharları, BMC Fabrikasının iş cinayetine önlem olarak kurban kestirmesi, TOKİ inşaatlarında iş cinayetlerindeki artış, Cumhurbaşkanı’nın ‘işçiler iş beğenmiyor’ diyerek ülkemizde işçilerin dörtte birinin haftalık 60 saatten fazla çalıştığı gerçeğini gizlemesi vb. birçok sorun önümüzde duruyor.
 
Ancak Akkim işçilerinin, Zonguldaklı madencilerin, Şişecam işçilerinin, sağlık emekçilerinin, Kod-A işçilerinin direnişleri ve eylemleri ile Kocaeli İSİG Meclisi’nin kuruluşu örnekleri ve yine sayamadığımız birçok örgütlü veya bireysel işçi eylemi sorunların çözüm yolunda önümüze ışık tutmaktadır...
 
***
 
 
Ekim ayında iş cinayeti bilgilerinin yüzde 82’sini ulusal/yerel basından, yüzde 14’ünü işçilerin mesai arkadaşlarından/yakınlarından, yüzde 4’ünü ise hekimlerden/mühendislerden/sendikalardan öğrendik. Her gün güncellenen bilgiler ışığında 2017 yılının Ekim ayında en az 182 ve ilk on ayında ise en az 1683 işçi kardeşimiz aramızdan ayrıldı…
 
 
Ekim ayında yaşamını yitiren 182 emekçinin 151’i işçi, memur statüsünde çalışan ücretlilerden; 21’i çiftçilerden/küçük toprak sahiplerinden ve 10’u esnaflardan olmak üzere 31’i kendi nam ve hesabına çalışanlardan oluşuyor...
 
 
Ekim ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle;
 
İnşaat, Yol işkolunda 46 işçi; Tarım, Orman işkolunda 37 işçi; Taşımacılık işkolunda 16 işçi; Madencilik işkolunda 12 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 11 işçi; Ticaret, Büro işkolunda 10 işçi; Metal işkolunda 10 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 8 işçi; Gıda, Şeker 4 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 4 işçi; Enerji işkolunda 4 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 3 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 3 işçi; Banka, Finans, Sigorta işkolunda 2 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 2 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 2 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 1 işçi; İletişim işkolunda 1 işçi; Basın, Gazetecilik işkolunda 1 işçi; Gemi, Tersane işkolunda 1 işçi ve çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 4 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Ekim ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle; 
 
Ezilme, Göçük nedeniyle 50 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 34 işçi; Trafik, Servis kazası nedeniyle 31 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 18 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 11 işçi; Şiddet nedeniyle 11 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 10 işçi; İntihar nedeniyle 4 işçi ve diğer nedenlerden dolayı 13 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Ekim ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle;
 
15-17 yaş grubunda 2 işçi,
18-27 yaş grubunda 30 işçi,
28-50 yaş grubunda 89 işçi,
51-64 yaş grubunda 36 işçi,
65 yaş ve üstü yaş grubunda 8 işçi,
ve yaşını bilmediğimiz/öğrenemediğimiz 17 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Ekim ayında ülkemizin 52 şehrinde ve yurtdışında bir ülkede işçi arkadaşlarımızı yitirdik...
 
13 ölüm İzmir’de; 12 ölüm İstanbul’da; 11 ölüm Bursa’da; 10 ölüm Adana’da; 9 ölüm Kocaeli’nde; 8’er ölüm Antalya, Aydın ve Şırnak’ta; 7 ölüm Ankara’da; 6 ölüm Tekirdağ’da; 5’er ölüm Adıyaman ve Konya’da; 4’er ölüm Denizli, Gaziantep, Hatay, Kayseri ve Mersin’de; 3’er ölüm Çorum, Malatya, Manisa, Muğla ve Samsun’da; 2 ölüm Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Isparta, Kastamonu, Kırklareli, Kırşehir, Niğde, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Yozgat ve Zonguldak’ta; 1’er ölüm Ağrı, Aksaray, Amasya, Ardahan, Balıkesir, Çanakkale, Düzce, Elazığ, Eskişehir, Hakkari, Kahramanmaraş, Karabük, Karaman, Osmaniye, Sakarya, Yalova ve İtalya’da yaşandı…
 
***
 
2017 / Ekim ayında yaşamını yitiren Sezer Palabıyık, Ekrek Yörük, Bekir Kılıç, Ali Bodur, M.A., Ramazan Ateş, Zennurşan (Gülsevin) Göz, Şengül Özbay, Durmuş Karatekin, İsmail Uyar, Şaban Ç., Mehmet Acar, Mevlüt Yaman, İbrahim Kartal, Ömer Kunduz, Yasin Kılıç, Cesim Bekçiler, Recep Bakır, Abdulhamid Alakan, İbrahim Altın, Deniz Köseoğlu, Ahmet Duman, Halil Cengiz, Hatun Dayankaç, Azize Dayankaç, Raca Sahil, Sedat Aydoğan, Remzi Işıldar, Hanifi Altuntaş, Serdar Kılıç, Sezer Şahin, Beyazıt B., Onur Turan, Bilal Kapusuz, Recep Gündüz, Yaşar Doruk, Yüksel Yıldırım, Özgül İnce, Atilla Çakmak, Pulatov Hoshgeldi, Murat Cesur, Sedat Boz, Sıddık (Uğur) Kabak, Nurettin Kutlu, Sedat Erem, Yılmaz Mağrur, Mesut Mağrur, Yüksel Uğur, Mehmet İzer, Sekvan Üstün, Vedat Özden, Abdullah Kayaş, Ferhat Demir, Abdullah Ahmed, Yusuf Kepenek, Mehmet Dere, Mehmet Karademir, Kemal Şaşmazer, Hikmet Yılmaz, Yılmaz Koç, Ulaş Selçuk İlaslan, Ali Rıza Keçeci, Halil Tapar, Erol Cidan, Yunus Emre Babacan, Süleyman Tıhni, Mustafa Anlamaz, Latif İlhan, Nadide Kısa, Mert Deveci, Gazi Öztürk, İbrahim Halil Anur, Suat Öncebe, Arif Şahin, İbrahim Nuhoğlu, Mehmet Samim Geredeli, Remzi Yılmaz, Tacettin Yavuz, Mehmet Keklik, Fikret Duran, Celal Arslan, Adnan Yıldırım, Burhan Kuş, Ömer Er, Ayhan Çil, Fatih Aktaş, Mehmet Yanılmaz, Tarık Turut, Celil Karaca, Kenan Vurmaz, Erdi Canbay, İbrahim Coşkun, Sait Kayaalp, Tekin Kılınç, Selami Saltık, Kazım Sarıkaya, Luey Sattuf, Yusuf Demir, Tuncay Kaya, Mahmut Tunga, Emrah Başaran, Aziz Kurt, Engin Afşar, Ensari Sefer, Hüsamettin Ovit, Şaban Şener, Eşref Nalbant, Sadık Ekrem, Mahmut Türedi, Vahit Tosun, Mazlum Korkmaz, Emanet Güngör, Mustafa Köksal, Ahmet Düzgün, Yasin B., Mustafa Şişman, Tahirhan Koç, Mehmet Vural, Mehmet Kocaağ, Mehmet Güler, Salim Oğuztav, Necati Düz, Selahattin Emirzan, Erdal Yılmaz, Harun Sağlam, Niyazi Ulusoy, Murat Berke Hasta, Mehmet Karadut, Yılmaz ., Aytaç Babir, Sadettin Özer, Coşkun Arpak, Musa Aytekin, Osman Sipahi, Yasin Halil, Ercan Karataş, Halil Afacan, İdris Çoban, Kazım Aykan Hırçın, İsmail Sungur, Zana Alamed, Kıyasettin Tacer, Ramazan Küçük, Zyulfı Hayrıev Emırskı, Mehmet Altınbulak, Yücel Karabostan, Ali İhsan Çeliktaş, İslam Özer, Adem Özdoğan, Mustafa Belen, Sebahattin Demirkaya, Hüccet Ateş, Süleyman Erbaş, Mahir Eskici, Büşra Yörük, Kamber Can, Serdar Çalık, Serdar Demirtaş, Ece Ceyda Güdemek, Hüseyin Gürhan, Harun Ezer, Rukiye Uysal, Fethi Seven, Muhammet Uz, Halil Doğan, Rukiye Çulluk, Nevzat Saçan, Emre Özsu, İbrahim Baltacı, Ahmet Çelik, Abdullah Abiz, Ertuğrul Fuat Kıcalı, Ahmet Alıcı, Ali Bektaş, Nurdoğan Aktaş, Harun Diler, . Şim, Bülent Kocaman, Hüseyin Yurt ve ismini öğrenemediğimiz üç işçiyi saygıyla anıyoruz!
 
İletişim
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi