Hedef sıfır kaza gerçek 128’i inşaat işçisi olmak üzere en az 582 iş cinayeti... - İSİG Meclisi

  22.08.2017   1271 okunma   
Çalışma Bakanlığı’nın başlattığı ‘hedef sıfır kaza’ kampanyasının üçüncü ayı bitti...
13 Mayıs / 12 Ağustos tarihleri arasında 128’i inşaat işçisi olmak üzere en az 582 işçi yaşamını yitirdi
 
 
Haydar Bozarslan...
Emlak Konut Kayaşehir şantiyesinde,
taşeron firma Kalyon İnşaat’ın
taşeronu Doğa Yapı işçisi...
19 yaşında...
Bingöl Üniversitesi İş Sağlığı ve İş Güvenliği Bölümü 3.sınıf öğrencisi...
12 Ağustos Cumartesi iskeleden düşerek ağır yaralandı ve kaldırıldığı Beylikdüzü Medicana Hastanesi’nde yaşamını yitirdi...
Raporumuz İSG öğrencisi olan inşaat işçisi Haydar kardeşimiz anısına...
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan ‘istihdam seferberliği’ çerçevesinde eski Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun da katılımıyla 13 Mayıs’ta 3.Havalimanı’nda ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Hedef Sıfır Deklerasyon’ imza töreni düzenlenmişti. Eksenini inşaatların oluşturduğu sıfır kaza kampanyası çerçevesinde Bakanlık bürokratları her şehre 2-3 kez gidecekleri ve sosyal taraflarla görüşecekleri belirtilmiş ve onlarda gittikleri şehirlerden açıklamalara başlamışlardı. Kopyala yapıştır bu açıklamaların özeti şöyleydi: “AKP döneminde iş kazaları yüzde 40 azaldı.”
 
Biz de bu noktada dört ay sürecek olan bu çalışmanın her ayında gerçekleri ortaya koymaya başlamıştık. Bu çerçevede iş cinayetlerinin azalmadığına aksine sıçramalı artışlar olduğuna, inşaatlardaki işçi ölümlerinin basit adımlarla çözülebileceğine, işçilerin çalışma ve yaşam koşullarına değinmiştik. (İlgili raporlarımız internet sitemiz güvenlicalisma.org’da iş cinayetleri bölümünden incelenebilir.)
 
Çalışma Bakanlığı işleyişindeki süreklilik: İş cinayetleri
20 Temmuz itibarıyla yeni Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu oldu. Bu değişiklik sonrası ‘sıfır kaza’ projesinin adı duyulmamaya başlandı. Bakanlık bürokratlarının şehir gezileri iptal oldu. Oysa hani devlette süreklilik esastı. Ancak sürekli olan sadece iş cinayetleri oldu. Soruyoruz: ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Hedef Sıfır Deklerasyonu’ sadece eski Bakan Mehmet Müezzinoğlu’na ait bir çalışma mıdır? Bu kampanyadan vazgeçildiyse sebebi nedir yok vazgeçilmediyse neler yapılmaktadır? Bu dönemde inşaatlar başta olmak üzere kaç işçi yaşamını yitirmiştir?
 
İSİG Meclisi olarak bu dönemdeki iş cinayetlerine dair bilgilerimizi paylaşıyoruz...
 
 
Kampanyanın üç ayında (13 Mayıs – 12 Ağustos arası) en az 582 işçinin yaşamını yitirdiğini tespit ettik... 
 
Mayıs ayında (13-31 arası) en az 104 işçi,
Haziran ayında en az 170 işçi,
Temmuz ayında en az 207 işçi,
Ağustos ayında (1-12 arası) ise en az 101 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Sıfır kaza kampanyasının eksenindeki inşaat sektöründe bu üç ayda en az 128 inşaat işçisi yaşamını yitirdi. İş cinayetlerinin 105’ini ulusal ve yerel basından, 16’sını işçinin yakınlarından / iş arkadaşlarından, 6’sını işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarından 1’ini ise inşaat işkolunda faaliyet gösteren sendikalardan öğrendik...
 
Burada iki açıklama yapalım: 
 
1- SGK’dan farklı olarak bizler inşaatlardaki ölümlere yapı işleri kapsamındaki bütün mesleklerdeki değil -sendikal örgütlenmeyi esas alarak- işkoluna giren ölümleri alıyoruz. Yani yapı işlerine giren ölümlerden belediye, metal, kimya vb. gibi diğer işkollarına kaydettiğimiz iş cinayetleri bulunuyor.
 
2- Bu bakış açısıyla beş yıldır hazırladığımız raporlar çerçevesinde inşaat işkolundaki ölümler tüm işkollarındaki iş cinayetlerinin yüzde 25-26’sını oluşturuyor. Bu kampanyanın yazın yapılmış olması ve tarım işkolundaki ölümlerden dolayı inşaatlardaki iş cinayetleri sayısal olarak artsa da oransal olarak azalmış gözüküyor (yüzde 22).
 
 
Hedef sıfır kaza kampanyasının ilk üç ayında (13 Mayıs – 12 Ağustos arası) inşaatlardaki iş cinayetlerinin nedenlerine bakarsak yüksekten düşmeler ve ezilme/göçükler yüzde 71’ini oluşturuyor. 
 
Her raporumuzda farklı bir hususa değiniyoruz. Bu sefer inşaat şirketlerinin hızlı büyümeleri ve iktidarla ilişkilerine kısaca değineceğiz...
 
İnşaat şirketleri büyüdü, işçiler öldü!
Son 15 yılda inşaat sektörünün hem ekonomi içerisindeki hem de istihdam içerisindeki payında ciddi bir artış yaşandı. Diğer yandan, iş cinayetleri ve kötü çalışma koşulları da sektörün büyümesi ile paralel bir biçimde artmaya devam etti. İnşaatlar AKP iktidarı için hem seçmen çekmek hem de hükümetin kendi sermayesini yaratması anlamında en önemli sektör oldu. Öyle ki, Afet Yasası ve Kentsel Dönüşüm çerçevesinde ekonominin lokomotifi haline getirildi. Sektörün bu denli önemli hale gelmesi devlet katkısı, teşvikler, rant, komisyon ilişkileri ile oldu. Türkiye’de müteahhitlerin iş hacmi 15 yılda yaklaşık 15 kat arttı ve en fazla zengin yaratan sektör oldu. “En zengin 100 Türk” listesindeki 85 ailenin gayrimenkul ve inşaat sektörlerinde yatırımı var. 
 
İnşaat şirketleri iktidara güveniyor
İnşaat sektöründeki şirketlerin hızlı büyümesinin altındaki en önemli faktörlerden biri hükümet politikaları ve özellikle de rant oldu. Özal tarafından kurulmuş olan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) son yıllarda tamamen bir rant zemini haline getirildi. Kamu arsalarını elinde bulunduran Arsa Ofisi TOKİ bünyesine dahil edildi. Kamu arazisini sınırsız kullanma yetkisi verilen TOKİ, Başbakanlık’a doğrudan bağlı ve denetim dışı dev kuruluş olarak tekrar şekillendirildi. TOKİ eliyle kamu arazileri ihaleye sokuldu. TOKİ’ye bağlı Ekonomik Konut Güvenlik Yatırım Ortaklığı üzerinden 2003’ten 2015’e kadar 81 projenin ihalesi tamamlandı. Bu ihalelerin büyük çoğunluğu ise Ağaoğlu, Varyap, Aşçıoğlu, Kuzu Dumankaya, İhlas, Soyak gibi hükümete yakın müteahhitlik gruplarına verildi. Kamu arsaları hiçbir para harcanmaksızın bir tür sermaye olarak kullanıldığı bir sistem oluşturuldu.
 
Yatırımlarda inşaatın payı giderek arttı ve milyar dolarlık projeler yapılmaya başlandı. Devletin toplam yatırımlarında ise inşaat yüzde 80’in üstünde pay sahibi. 2003’ten itibaren TOKİ’nin konut yatırımları ile başlayan, öteki kamu inşaat yatırımları ile süren inşaat odaklı büyüme ile başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerin arsa rantlarının sermayenin yararına sunulduğu bir dönem başlatıldı. Kamu-Özel Ortaklığı (PPP) modeliyle yaptırılan 3.Havalimanı, 3.Köprü, Körfez Köprüsü, nükleer santraller, sağlık kampüsleri, Avrasya Tüneli gibi milyar dolarlık projelerin yanında TOKİ-Emlak Konut eliyle 500 bin konut yapıldı. Son 12 yılda İstanbul’da konut, ofis, AVM, kentsel altyapı vs. ortaklıklarıyla sektöre hükmeden gayrimenkul yatırım ortaklıkları içinde Emlak Konut toplam GYO’ların piyasa değerinin neredeyse yarısına sahip. İş cinayetleriyle anılan Torunlar da ikinci sırada geliyor.
 
Ekonominin lokomotifi haline getirilen inşaat sektörü yalnızca ranta açılan kamu malları üzerinden değil diğer yandan da yasal düzenlemeler ve teşviklerle güçlendirildi. Vergi bağışıklıkları, işverenin prim yüklerini azaltma, tüketimi canlandırma ve kamu yatırımları ile destekleme politikaları sonucu sermayedarlar daha da büyüdü. Kentsel dönüşüm, Mütekabiliyet Yasası, devlet teşviki ve KDV ile ilgili yasal düzenlemeler eliyle şirketlerin zenginliklerine zenginlik katıldı.
 
Kamu İhale Kanunu’nda yapılan 140’ı aşkın değişiklikle bu işleyişin yasal dayanağı oluşturuldu. Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesi işletilerek idarenin açık ihale yapmak yerine belirli firmaları çağırıp aralarından seçme yoluyla ihale yapabilmesinin önü açıldı. Son 4 yılda bu şekilde yürütülen ihalelerde ise Cengiz-Mapa-Limak-Kolin ve Kalyon firmaları karşımıza çıkıyor.
 
Cengiz, Limak, Kolin, Çalık, Torunlar, Ağaoğlu gibi şirketlerin son yıllardaki hızlı büyümeleri dikkat çekici...
Dünyanın en büyük müteahhitlik firmaları arasında yer alan Cengiz İnşaat; madencilik, inşaat, enerji, turizm gibi pek çok alanda faaliyet gösteriyor. 3.Havalimanı, Ilısu Barajı, Hasankeyf Köprüsü, Artvin Cerattepe Yeşil Yol ve maden işletmesi, Karadeniz Sahil yolu gibi dev ihaleleri hükümet ile olan yakın ilişkisi sayesinde kısa zamanda alan şirket, Eti Alüminyum şirketinin özelleştirme ihalesini kazandıktan sonra Oymapınar Barajı ve Hidroelektrik Santrali’ni de hediye olarak aldı. Özellikle Cerattepe’deki Yeşilyol Projesi ve projeye bağlı maden işletmesiyle ilgili tepkilerin hedefi haline gelen Cengiz İnşaat hakkındaki Meclis araştırması AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. 2010 yılında Cengiz İnşaat’ın 422 milyonluk vergi borcu silindi. Böylece Cengiz İnşaat hükümet desteği ile bünyesinde 35 şirket barındıran büyük bir sermaye grubu haline geldi. 
 
Bir başka şirket de ülkenin her yanında HES, otoyol ve termik santral ihalelerini kazanan Kolin İnşaat. Aynı zamanda 22 milyar Euro’yla ihalesi kazanılan 3.Havalimanı ihalesinin konsorsiyumda (Limak-Cengiz) yer alan diğer şirketlerden biri. Soma’nın Yırca Köyü’nde termik santral kurarak zeytinlikleri talan etme girişimiyle adından söz edilen Kolin İnşaat’ın ortaklarından biri Başbakan Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım. Kolin İnşaat Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı döneminde otoyol ihalelerinin pek çoğunu almıştı.
 
TOKİ’den ihale alan bir başka şirket olan Çalık Grubu aynı zamanda hükümete yakın medyayı da elinde bulunduruyor. Holdingin başındaki isim olan Ahmet Çalık’ın hükümetle yakın ilişkileri bulunurken holdingin uzun süre genel müdürlüğünü yapan Cumhurbaşkanının damadı Berat Albayrak ardından AKP’nin Enerji Bakanı oldu. 
 
AKP’nin arkasındaki dev inşaat güçlerinden Torunlar da özellikle İstanbul’da pek çok büyük projenin ihalesini aldı. AKP döneminde olağanüstü bir büyüme gösteren Torunlar 10 işçinin öldüğü iş cinayetiyle adından söz ettirdi.
 
İnşaat patronlarından Ağaoğlu da hükümete yakın isimlerden. Sahip olduğu arazilerin toplam değeri 2 milyar doların çok daha üzerinde. Ağaoğlu katıldığı bir programda deniz kumundan, hurdacıdan aldıkları demirlerden bina yaptıklarını itiraf etmişti.
 
OHAL ve inşaat şirketleri
OHAL dönemin de inşaat patronları teşvikler, yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik program ve politikalar, sektörde maliyetlerin kısılması yoluyla bu süreçten en üst düzeyde nemalandılar. 15 Temmuz’dan kısa süre sonra Meclis’te kabul edilen bir Torba Kanun’la devlet şirketlere proje bazlı teşvik dağıtabilme yetkisine sahip oldu. Bu destekler ise çok boyutlu: KDV, kurumlar, gümrük vergisi istisna, muafiyet ve indirimler, işverene sigorta primi desteği, gelir vergisi stopaj desteği, faiz ve/veya kâr payı desteği. Bu kapsamda Cengiz İnşaat’a da Ekonomi Bakanlığı bütçesinden 250 milyon liraya kadar teşvik sağlanacağı ortaya çıktı. Devlet inşaat zengini Cengiz İnşaat’a gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, KDV iadesi, yüzde 100 kurumlar vergisi indirimi, azami tutar olmadan 10 yıl boyunca sigorta primi desteği ve 250 milyon TL’yi aşmamak üzere kredi kullanım tarihinden itibaren 10 yıl faiz desteği verecek!
 
‘İstihdam seferberliği’ de patronlara işsizlik fonunu yağmalamak için bir fırsat oluşturdu. 2017 sonuna kadar işe alınacak her kişi için, işsizlik fonundan şirketlere günlük 22 Lira 22 Kuruş ödeme yapılması kararlaştırıldı. Yine OHAL döneminde Kamu Kurumları ve 50’den az işçisi olan az tehlikeli işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu bir kez daha ve bu kez 2020’ye kadar ertelendi.
 
Ölüm ve sömürü inşa eden bir yükseliş!
2016 yılında Dünyanın En Büyük 250 uluslararası müteahhidi listesine Türkiye’den 40 inşaat firması girdi. Listeye giren firmalardan Hükümete yakınlığıyla bilinen Kolin, Limak ve Cengiz İnşaat’ın ismi Türkiye’de sık sık yaşanan iş cinayetleriyle anılıyor. Cengiz-Mapa-Limak-Kolin-Kalyon şirketleri, CMLKK Havaalanları İnşaatı Adi Ortaklığı adıyla ihalesini kazandığı 3.Havalimanı inşaatında yaşanan iş cinayetlerini akıllara getiriyor. İş cinayetleri ile anılan başka büyük şirketler de var: Zorlu, Viatrans A.Ş, Torunlar İnşaat, ECE, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kolin İnşaat, Cengiz İnşaat, Limak, Emaar, Tahincioğlu, Eroğlu Gayrimenkul, BJK İnşaat ve Ticaret A.Ş, Ağaoğlu, Turkcell, Metsan, Varyap, TOKİ.
 
Bir başka gerçek ise kamunun kaynakları ve işçilerin sömürüsü ile büyüyen inşaat sektörü bu denli büyürken işçilerin bu büyümeden hiçbir pay alamadığı. Dahası inşaat sektörü emek karşıtı rejim ve politikalarının en çıplak görüldüğü alanlardan biri haline geldi. İnşaat sektörü büyürken inşaatlarda daha az işgücü kullanılıyor. İşçi başına üretim artıyor ama ücretler artmıyor. İşçilerin hem iş yükleri ağırlaşıyor hem de reel ücretleri geriliyor. Marka konutlarda da, arka sokaktaki yap-sat inşaatında ölümler oluyor, teknolojik ilerleme, insan canını kurtarmak için, güveli üretmek için, işçi sağlığı ve iş güvenliği için kullanılıyor. Binalar da 'hadi hadi' şeklinde, can bedeliyle üretiliyor. İnşaat sektörü büyürken, denetimsizlik ve cezasızlık artıyor; iş cinayetlerinde patronların ceza almamış olması ve hatta bazı davalarda ölen işçiler kusurlu bulunması yüzünden daha çok işçi ölüyor. İnşaat sektörü işçilerin sömürüsü ve ölümleri üzerinden “yükselmeye” devam ediyor.
 
***
 
Bakanlığın kampanyası dört ay sürecek ve bizim de açıklamalarımız farklı yönleri de ele alarak sürüyor. Bu noktada işçi sendikaları konfederasyonlarından açıkladığımız hususların takipçisi olmalarını tekrar hatırlatıyoruz...
 
İletişim
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
 
Çalışma Bakanlığı’nın ‘hedef sıfır kaza’ kampanyasının üç ayında yaşamını yitiren 128 inşaat işçisinin isimleri: Kasım Akan, Hacı Ahmet Aktaş, Necmettin Maraba, Dursun Güngör, Zülküf Güneş, Emre Temel, Sedat Yavuz, Hamdi Taşkafa, Abdulkerim Ceyhan, Mehmet Can, Mehmet Cankatan, Hamza Gülbahçe, Ali Dal, Caner Gürbüz, Kadir Gürakar, Cemali Yuvka, Bünyamin Aydoğan, Ferhat Karatop, Hızır Çiçek, İbrahim A., Deniz İşeri, Arif Gökşenli, Savaş Yüksel, Fırat Şahin, Aykut Kocaoğlu, Remzi Altıkulaş, Yiğit Şahin Haykut, Şevket Bostancı, Mithat Güner, Şakir Topçu, Şenol Soylu, Ömer Coşkun, Erdoğan Gürtepe, Serkan Arslan, Avni Yağmurlu, İzzet Subaşı, Abdulmuin Gazel Mektebi, Murat Dülger, Recep Elitaş, Abdullah Çatalbaş, Bünyamin Demir, Mustafa Buğa, Yaşar Erkoç, Ekrem Demirbaş, Cemalettin Uçar, İsmail Gökhan Güven, Emre Toker, Ali Zengin, Sefa Günay, Abdurrahman Özer, Engin Tercalı, Ayhan Yıldız, M.D., Kemal Kılıçoğlu, Kemal Öner, Mehmet Yavuz, Sercan Tuncar, Mustafa Karapınar, Nihat Aykum, Cevat Köseoğlu, Hasan Korkmaz, Zeki Ekşi, Hasan Taşpınar, Metin Ak, Mehmet Adem Uçak, Ramazan Erol, Yunus İnci, Ali Osman İlipınar, İbrahim Çobanoğlu, Ahmet Pir (Tahhan Feras), Numan Çiçek, Kemal Akdeniz, Tuğrul Şahin, Kurtça Mehmet Seven, İsmail Kayar, Muhammed Mustafa Küpeli, Veysel Nemutlu, Arif Marangoz, Mehmet Yılmaz, Cihad Elhamid, Ammar Muhammed Ali, Mehmet Salih Tekşut, Muharrem Çoban, Koray Yurtsever, Osman Akgün, Dursun Doğan, Sadık Aktaş, Hüseyin Kartal, Harun İbişoğlu, Emre Sincar, Erol Gülbahçe, Hakan Arı, Zafer Yıldız, Hikmet Akdeniz, Serhat Şahin, Emre Kocagöz, Hasan İke, Müzbah Cengiz, Selman Külte, Dursun Ercan, Harun Kaya, Hacı Ceylan, Kadir Beser, Nevzat Güneş, Edip Erdoğan, Güner İlhan, Sinan Kaya, Furkan Duman, Mustafa Turan, Samet Çelebi, Yavuz Kahrıman, Muhammet Nur El Ahmet, Ahmet Yıldırım, Cumali Barut, Eyüp Aksoy, Turan Güneri, Hüseyin Asan, Murat Dayanmaz, Hulusi Erkaya, İhsan Göçeri, Hasan Durna, Sait Özdemir, Hasan Ali Gürlemiş, İdris Güneş, Samet Barış Aydın, Murat Şahin, Yasin Adsız ve ismini öğrenemediğimiz bir işçi...