Ekim Ayında En Az 165, Yılın İlk On Ayında İse En Az 1596 İşçi Yaşamını Yitirdi

  14.11.2016   1387 okunma   
Savaşta ölenlerden daha fazla insan iş cinayetlerinde ölüyor...
Ekim ayında en az 165, yılın ilk on ayında ise en az 1596 işçi yaşamını yitirdi
 
Son raporlarımızda OHAL sonrası iş cinayetlerinin sayısal olarak arttığını vurgulamış ve OHAL’in bir fırsata çevrilip işten atmaların olağanlaştırıldığını belirtmiştik. İşçi sağlığı mücadelesi de bu noktada her geçen gün hedef alınıyor. Geçtiğimiz ay Çapa İSİG işyeri temsilcisi Cemal Bilgin ve Enerji-Sen İSİG Sekreteri Tarık Yüce görevlerini yaptıkları için işten atılmıştı. Son KHK ile birlikte Zonguldak’taki maden işçilerinin öncülerinden, yıllardır İSİG mücadelesinin emektarı olan Salim Çalık da işten atıldı. Bu yaşananlar gösteriyor ki genel olarak işçi sınıfı ve bir parçası olarak işçi sağlığı iş güvenliği mücadelesi hedef tahtasında...
 
İşçi sağlığı ve güvenliğinin dayandığı önemli ayaklardan biri de güvenceli çalışma. Son KHK'larla birlikte siyasi bir hedefle birleşik olarak sayıları on bini aşan kadrolu eğitim emekçisi ve akademisyenin kamudan hukuksuz şekilde ihraç edilmesiyle birlikte, kamuda kadrolu çalışmadan bir bütün olarak sözleşmeli ve güvencesiz çalışmaya geçiş için büyük bir tasfiye harekatı yapıldığı görülmektedir. Hedeflenen kamuda güvenceli çalışmanın tümden kaldırılması ve bunun önünde engel oluşturan tüm ilerici sendika ve örgütlenmelerin tasfiyesi, eğitim ve sağlıktaki mutlak özelleştirme ve piyasalaştırma süreçlerinin sermayenin hedefleri doğrultusunda son ve büyük bir darbeyle tamamlanması, tüm devlet kurumlarında sermaye için "dikensiz bir gül bahçesi" yaratılmasıdır.
 
Diğer yandan son iki haftadır mahkemelerden çıkan kararlar ve sarfedilen sözler İSİG mücadelesine karşı hukuksal alanda da bir saldırının habercisi. Sırasıyla aktarıyoruz;
 
1- İstanbul Esenyurt’taki Fi Side projesi inşaatında 3 işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın 19 Ekim’de Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasında müşteki avukatlarının ‘asıl sorumlularının yargılanmadığı’na dair beyanlarını tutanaklara bile geçirmeyen mahkeme başkanı, “Ne yani, Sabancı’nın bir çalışanı hata yapsa bundan Sabancı’yı mı sorumlu tutacağız?” ifadelerini kullandı.
 
2- Soma'daki maden katliamında hayatını kaybeden 301 işçiden 14'ünün ailelerinin açtığı manevi tazminat davasının temyiz duruşması, 25 Ekim'de Yargıtay 21. Hukuk Dairesinde yapıldı. Soma Kömür İşletmeleri AŞ'nin patronlarının avukatı Kadir Çekin, yargılama sürecine sunulan bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu öne sürüp ailelere ödenen tazminat miktarlarının da çok yüksek olduğunu savundu. Dosyadaki kararın bundan sonraki tüm iş kazalarına emsal teşkil edeceğini belirten Çekin, “Davayı açanlar, harç falan da yatırmadıkları için hayallerinin bile üstünde bir rakam istediler ve mahkeme bu rakamlara hükmetti. Deliller bile toplanmadan karar verildi. Bu yönüyle bile yerel mahkeme kararlarının bozulması gerekir” dedi.
 
3- 27 Ekim’de basına yansıyan habere göre, Mecidiyeköy’deki Torun Center inşaatında 6 Eylül 2014’te 10 işçinin hayatını kaybettiği katliama ilişkin davada, bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Raporda, olayın ‘öngörülebilir nitelikte bir iş kazası’ olduğu belirtilirken, kazanın meydana gelmesindeki asıl nedene sebebiyet veren kişi veya kişilerin tespit edilemediği ifade edildi.
 
4- Ankara’da OSTİM ve İvedik Organize Sanayi bölgelerinde 3 Şubat 2011’de meydana gelen ve 20 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan patlamalarla ilgili görülen davada 18 sanıktan 13’ünün beraat ettirildiği, 5 sanığın ise “iyi hal indirimi” uygulanarak 10 ila 37 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldığı karara, 28 Ekim’de Yargıtay’dan itiraz geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, karara ilişkin yaptığı tebliğnamede “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” suçlamasıyla ceza alan sanıkların, ayıplı tüpleri iki ayrı firmaya satarak iki ayrı yerde patlama meydana geldiğine dikkat çekti ve sanıkların aynı suçlamadan ikişer kez cezalandırılmasına gerek olmadığını belirtti, cezanın yarı yarıya düşürülmesini istedi.
 
5- 19 yaşındaki Murathan Öztürk, lüks araç sahiplerinin sık sık yarış yaparak ölümlü kazalara neden olduğu Bağdat Caddesi’nde 11 Temmuz 2015’te, kaldırımda çiçek satan Mehmet Emin Kaya’ya çarparak kaçmıştı. Aracıyla drift yaptığı görüntüler ortaya çıkan Öztürk, 87 gün sonra teslim olmuş, verdiği ilk ifade de kaza anında ‘oruç tuttuğu’nu ileri sürmüştü. Mahkeme, Öztürk’e cezada indirime gitmeyerek yedi yıl hapis cezası vermişti. Bu cezanın infaz yasasına göre en az 3.5 yılını yatması gerekiyordu. Bağdat Caddesi’nde kaldırımda çiçek satan Mehmet Emin Kaya’yı otomobiliyle ezerek ölümüne sebep olan ve 87 gün sonra teslim olan sürücü Murathan Öztürk, darbe girişiminin ardından çıkarılan KHK’larla kapsamı genişletilen koşullu salıverilmeyle 28 Ekim’de tahliye oldu.
 
Bu verdiğimiz beş örnek kamuoyunda bilinen iş cinayeti davalarıdır ve böyle niceleri var. Asıl karar verenin sorumlu tutulmaması, ölen işçiye ve ailesine hakaret, pişkinlik ve keyfiyet, sorumluların verilen cezaların çok büyük bir kısmının affedilerek serbest bırakılması... Ne ararsanız var. Peki bu durumda hukuka nasıl güveneceğiz?
 
Son olarak belirtmek istediğimiz bir husus var: İSİG mücadelesinin önemli bir ayağı da sanat. Bu noktada arkadaşımız Kıvanç Sezer’in yönettiği ve başrolünü Menderes Samancılar’ın oynadığı inşaat işçilerinin hayatının anlatıldığı ‘Babamın Kanatları’ filmi birçok festivalden de ödül alarak önümüzdeki ay vizyona giriyor. Yine arkadaşımız İsmail Saymaz’ın kaleme aldığı ‘Fıtrat: İş Kazası Değil, Cinayet’ kitabı yarın kitapçılarda olacak. Arkadaşlarımıza başarılar diliyor ve İSİG mücadelesinin sanat ayağının daha da güçlenmesi için çağrıda bulunuyoruz...
 
***
 
 
Yazılı, görsel, dijital basından takip edebildiğimiz, emek-meslek örgütlerinden gelen bilgiler ile işçiler, işçi yakınlarının bildirimleri ışığında tespit edebildiğimiz ve her gün güncellenen bilgiler ışığında 2016 yılının ilk on ayında yaşanan iş cinayetleri şöyle:
 
Ocak ayında en az 116 işçi,
Şubat ayında en az 144 işçi,
Mart ayında en az 160 işçi,
Nisan ayında en az 171 işçi, 
Mayıs ayında en az 125 işçi, 
Haziran ayında en az 206 işçi,
Temmuz ayında en az 161 işçi,
Ağustos ayında ise en az 202 işçi,
Eylül ayında en az 146 işçi,
Ekim ayında ise en az 165 işçi yaşamını yitirdi.
 
2016 yılının ilk on ayında iş cinayetleri sonucu en az 1596 işçi kardeşimiz aramızdan ayrıldı. Bu gidişle yıl sonunda ‘yeni fakat utanılası bir rekor’ kıracağız: İş cinayetleri tarihimizin en üst seviyesine ulaşacak...
 
 
Raporumuzun çıkış tarihi AKP’nin 14. iktidar yılını doldurmasına denk geldi. Bu vesile ile AKP’li yıllarda yaşanan iş cinayetlerini gösteren bir grafik de hazırladık. Son beş yıla ait bilgiler bize ait evveli ise SGK’nın resmi verileri. Görülüyor ki AKP’li 14 yılda en az 18 bin 67 işçi yaşamını yitirdi. Bu durum neoliberal kapitalizmin kader, fıtrat ve sosyal yardım söylemleri, uygulamalarıyla olgunlaşmasını, işçilere karşı bir ‘iş cinayetleri rejimi’ oluşturulmuş olmasını da ifade ediyor. Raporun ana başlığında belirttiğimiz cümleyi hatırlatalım: İşyerlerinde her gün yaşanan sınıf savaşında binlerce arkadaşımızı kaybediyoruz...
 
 
Son dört yılda Ekim ayında yaşanan iş cinayetlerine bakarsak;
2013 yılının Ekim ayında en az 113 işçi,
2014 yılının Ekim ayında en az 171 işçi,
2015 yılının Ekim ayında en az 144 işçi,
2016 yılının Ekim ayında ise en az 165 işçi yaşamını yitirdi...
 
 
Ekim ayında yaşamını yitiren 165 emekçinin 142’si işçi, memur statüsünde çalışan ücretlilerden; 20’si çiftçilerden/küçük toprak sahiplerinden ve 3’ü esnaflardan olmak üzere 23’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan oluşuyor... Bu ay da mevsimsel olarak tarımsal üretimin düşmesi nedeniyle çiftçi ölümleri azalmış ve ücretlilerin ölüm oranı biraz daha yükselmiştir...
 
 
OHAL sonrası dikkatimizi çeken bir hususu tekrarlıyoruz. Grafikte de görüldüğü üzere iş cinayetleri bütün işkollarında yaygınlaşıyor. Tarımsal üretimiz düşüşü ile birlikte iş cinayetlerinde yine ilk sırada inşaat işkolu yer alıyor. Sezon sonu olması itibariyle konaklama sektöründe de ölümler yoğunlaştı...
 
 
İş cinayetlerinin nedenlerine baktığımızda aylar sonra trafik/servis kazaları ikinci sıraya düştü. Ezilme/göçük ile düşmelerde ciddi oranda artış var. Yine kalp krizi/beyin kanaması, intihar ve silahlı şiddet nedenli ölümlere dikkat çekmek istiyoruz. Bu yıla düşük oranlı nedenler oldukları için grafikte yer vermediğimiz bu nedenlerde hızlı bir artış var. Aşırı-yoğun-fazla çalışma nedenli ani ölümler, stres-mobing-işsizlik-çözümsüzlük nedenli intiharlar ve sorunları diyalog ya da hukuk yoluyla değil şiddet yoluyla çözmek olağanlaşıyor...
 
 
İş cinayetlerinin yaş gruplarına dağılımına bakarsak açıklamak istediğimiz bir husus var. Neden 28-50 yaş gibi geniş bir yaş aralığı oluşturduğumuz soruluyor. Dikkat ederseniz ülkemizde 51 yaş ve üstü emeklilik yaşını doldurduğu halde maaş alamadığı içinemekli olmayı bekleyenler ya da aynı nedenle ve prim gününü doldurmadığı için emekli olamayanlar. 65 yaş ve üstü olarak da ayrıca belirtiyoruz ki ülkemizde kademeli olarak belirlenen emeklilik yaşı. Diğer yandan 18 yaş ve altı çocuk işçilik. 15 yaş altı çalışması kanunen yasak. 18-27 arası ise ilk işçi olanlar vb. Bu söylediğimiz gruplar daha örgütsüz daha korunmasız işçi grupları. 28-50 yaş grubu ise örgütlülük, haklarını koruma gibi pratiklere daha aşina. Bu anlamda grafikte bu yaş grubunun oluşturduğu dilimlik payın azalması korunmasız yaş gruplarının daha çok kırıma maruz kalması anlamına da geliyor...
 
 
Ekim ayında Türkiye’nin 49 şehrinde ve yurtdışında 1 ülkede iş cinayetlerinde işçi kardeşlerimizi yitirdik. İş cinayetlerinin yarıdan fazlası grafikteki sanayileşen 11 şehirde işlendi... Buna göre:
 
16 ölüm İstanbul’da; 13 ölüm Kocaeli’de; 10 ölüm Antalya’da; 8’er ölüm Aydın ve Bursa’da; 7 ölüm Gaziantep’te; 6 ölüm Konya’da; 5’er ölüm Adıyaman, Denizli ve Eskişehir’de; 4 ölüm İzmir’de; 3’er ölüm Adana, Ankara, Balıkesir, Bitlis, Burdur, Düzce, Karabük, Kilis, Mardin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun ve Tekirdağ’da; 2’şer ölüm Batman, Çorum, Hakkari, Hatay, Isparta, Kastamonu, Kütahya, Malatya, Manisa ve Mersin’de; 1’er ölüm ise Ağrı, Amasya, Çanakkale, Gümüşhane, Kahramanmaraş, Karaman, Kayseri, Kırklareli, Muş, Nevşehir, Şırnak, Tokat, Uşak, Yozgat, Zonguldak ve ABD’de yaşandı...
 
2016 / Ekim ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren Ramazan Saltı, Ayşe Alpak, Mervan Aslan, Recep Acar, Mehmet Bağcı, Erdoğan Dağdelen, Dinçer Gürbüz, Ali Öztürk, Arif Karaoğlan, Mehmet Özdinar, Satılmış Karademir, Atilla Metin, Esat Balkır, İsmail Hakkı Punar, Mehmet Duran, Uğur Karakaya, Pembe Aydaş, Ali Doğuç, Hasan Şensu, Alime Sarıkaya, Mustafa Albutu, İbrahim Ergin, Özkan Demir, Hasan Kaya, Hasan Adak, Şevket Sezgin, Raife Erdemir, Mehmet Emin Küçükangı, Mehmet Ali Hergül, Hüseyin Kaya, Şevket Aksüt, Tevfik Selvi, Nadir Budakçı, Hayrullah Eygay, Musa Yücel, Yunus Şen, Cafer Gül, Resul Fidan, Osman Ocak, İsmail İpkin, Mutlu Bali, İbrahim Çingilt, Öztürk Ulutaş, Güngör Karaduman, Erol Açıkgöz, Muhammet Kasım, Mert Yılmaz, Muhlis Kaya, Fuat Solmaz, Kadir Anıt, Mukadder Ali, Salih Hüseyinoğlu, Ali Bakır, Vedat Hayal, Yusuf Akbulut, Muzaffer Evin, Yusuf Aydın, Kemal Kaptagel, Aytekin Özyol, Mehmet İçöz, Rıfat Ergovan, Ferit Oruç, Sezer Nalbant, Ramazan Zeybek, Sefa Taş, Kasen Abdullah, Mehmet Yücel, İbrahim İşcan, İbrahim Aydemir, Ali Demirci, İrfan Dursun, Murat Karakaya, Mustafa Özçırak, Ali Yardım, Sebahattin Gençce, Mustafa Ünuvar, Ali E., Cuma Hülakü, Hüseyin Bıçkıcı, Mustafa ., Mehmet Demirkaya, Ali Öztürk, Yasir Seyfettin, Eser Öztürk, Ahmet Şıho, Zeki Yılmazer, Hüseyin Burak Ekmekçi, Osman Güneş, Mustafa Ünal, Selami Böge, Kadir Oruç, Ferdi Karagül, Sinan Dinç, Celal Gökbudak, Raif Güneç, Mehmet Kırıcı (Abak), Osman Dolaş, Murat Kazık, Abuzer Kuş, İsmet Karadeniz, Fakhrıdın Dalıev, Nesim Sayılır, Ayhan T., Salih Coşkun, Fadıl Yeşil, Murat Güler, Adem Köseoğlu, Yusuf Durmuş, Mehmet Kıyam Boryam, Tevrat Şahin, Adnan Dedeli, Battal Doğan, Abdullah Obeyt, Mehmet Selim Aslan, Gül Mehmet İktu, Eda Özdemir, Ümit Işık, Halil Balçın, Mehmet Girgin, Mehmet Öztürk, Bekir Yüksel, Hasan Güçlü, Musa Yücel, Erdal Akkaya, Emrullah Alemdar, Mehmet Yarış, Ahmet Mendi, Ali Özkahraman, Yaşar Çakar, Halim Kalaboyu, Necip Bulut, Osman Kırcalı, Tuncay Hünerci, Adil Bıçakcı, Mahmut Gazi Can, Şahin Tuncay, Hasan Şahin, Hayrettin Akgün, İbrahim Özdemir, Mehmet Ercan, Ali Kartal, Mehmet Can Öztürk, Mesut Y., Turgay Mertek, Ömer Kaya, Abdülkadir Köşedaşı, Erdem Uçar, Ayhan Cevdet Yardımcı, Şenol Kurnaz, Arslan Ç., Resul Çiçek, Yakup Çiçek, Hamit Çevik, Kadri Barak, Halil İbrahim Arslan, Serkan Kaplan, Mesut Can Karateke, Semavi Güneş, Cengiz Bayındır, Mustafa Yanbaş, Mustafa Aslan, Ahmet Bekro, Necip Murat Sürücü ve ismini öğrenemediğimiz üç işçiyi saygıyla anıyoruz!
 
 
İletişim
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi