Sağlık Emekçilerine Yönelik Hedef Gösterme Ve Karalama Kampanyalarına Tepki

  31.05.2016   1179 okunma   

Sağlık emek ve meslek örgütleri, barış talebini dile getiren sağlık çalışanlarının son dönemde bazı basın-yayın organlarında sistematik olarak hedef haline getirilmesine tepki gösterdiler.

Son olarak Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan hekimleri hedef alan bu kampanyayı protesto eden sağlık emek ve meslek örgütleri, 24 Mayıs 2016 günü Diyarbakır’da ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya TTB adına Merkez Konseyi üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp ve SES Eş Başkanı İbrahim Kara destek verdi.
Açıklamada, “Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki hekim arkadaşlarımıza yönelik havuz medyası üzerinden ısrarla yürütülen karalama, hedef gösterme, hakaret ve tehdit odaklı açıklamalar ve asılsız haberlerle birlikte sağlık emekçilerine ve mesleğe yönelik tehditler bardağı taşırma noktasına getirmiştir. Yetkilileri, savcıları ve başta çalıştığımız kurumlar olmak üzere tüm ilgilileri bu asılsız ‘haberlere’ karşı hareket etmeye çağırıyoruz” denildi.

Tüm bu karalamalara, asılsız iddialara karşı sağlık emekçilerinin sağlık hakkına ve barış talebine sahip çıkacağına, yaşamdan yana saf tutmaya ve mesleki etik değerlere bağlı kalmaya devam edeceğine yer verilen açıklamada, “Ölümler, tutuklamalar, hedef gösterilmeler, baskılar, tehditler, soruşturmalar bizleri bu taleplerimizden ve haklı mücadelemizden alıkoymayacaktır. Bu asılsız iddia ve iftiralara uğrayan meslektaşlarımızın yanındayız. Bu ithamlara karşı başta hukuk alanında olmak üzere mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi duyuruyoruz” denildi. 

24.05.2016

BASINA VE KAMUOYUNA

Değerli Basın Emekçileri;

          Ülkemizde 2015 Haziran seçimleri öncesinde başlayan ve gittikçe tırmandırılan savaş ortamı ölümlere, sağlık hakkı başta olmak üzere yaşamın tüm alanlarında yıkıma neden olmaktadır. Savaşın olduğu ortamda sağlıktan bahsedilemez. Yaşatmaya adanmış mesleklerin mensupları olarak çatışma ortamlarından kaynaklı ölümlerin ve yaralanmaların önlenebilir bir halk sağlığı sorunu olarak görüyor, sağlığın olmazsa olmaz koşulunun toplumsal barış olduğunu biliyoruz. Savaş ortamı ile birlikte, görevlerini layıkıyla yerine getirme çabası içerisinde olan sağlıkçılar hedef haline gelmekte, sağlık emekçileri her geçen gün daha çok tehdit altında kalmaktadırlar.

Öncelikle vurgulamamız gerekir ki, sağlık hizmetinin nitelikli şekilde sürdürülebilmesi ancak barış ortamında mümkündür. Savaşın olduğu yerde sağlığın ve sağlık hakkının sürdürülemeyeceğini vurgulayarak sesleniyoruz: Bu savaş politikalarından derhal vazgeçmelidir.

Bölgede başlayan çatışmalı süreç ve sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte, yasakların olduğu il ve ilçelerde halka sağlık hizmetini canla başla vermeye çalışan, tüm zor koşulları göze alarak bu hizmeti devam ettiren sağlık emekçileri hedef gözetilerek katledilmiş, özel sağlık kurumlarında çalışanlar dahi görevden alınmış, iş güvencemiz tamamen ortadan kaldırılmış, onlarca arkadaşımız tutuklanmış ve yüzlercesi hakkında soruşturmalar açılmıştır. Çatışmalı sürecin başladığı günden bu yana özellikle sosyal medya ve bazı basın yayın organlarında sağlık emekçilerine yönelik saldırı ve hedef gösterme, çarpıtma ve gerçeklikle bağdaşmayan asılsız haberler ortaya atılmaktadır. En basit habercilik kurallarının dahi hiçe sayılarak, kendilerini hakim ve savcıların yerine koyup yargısız infaz yapılarak, taraflı, güdümlü, hiçbir insani değerle bağdaşmayan bu haberlerle bölgede hizmet vermeye çalışan sağlık emekçisi arkadaşlarımız açık kimlikleriyle tehdit edilip, hedef gösterilmiş, gösterilmektedirler.  

Bölgedeki saldırı ve çatışma süreci başladığından beri sağlık emekçisi arkadaşlarımız savaşta katledildi. Bu süreçte savaşa karşı barış talebini yükseltmeleri nedeniyle sağlık emekçilerinin tutuklanmaları, soruşturmalara maruz bırakılmaları, hedef gösterilerek tehdit edilmelerinin ardında, devletin sağlık emekçilerine yönelik özel savaş konseptinin gereğinin yerine getirildiği iddiaları akla getirmektedir. Süreklilik arz eden ve aynı odaklarca yalan haberlerle ısrarla sürdürülen iftiralar bunun somut delilidir.

Bizler, sağlık emekçileri olarak sağlık hizmetini tüm halklara her ne koşulda olursa olsun, din, dil, ırk, renk, üniforma vs. ayrımı olmaksızın vermek için günlerimizi, yıllarımızı, hayatlarımızı harcıyoruz. Bizlere gereksinimi olan herkese yardım etmek evrensel değerler, mesleki etik kurallarımız gereğidir. Bizler bu temelde sağlık hizmeti sunmaya çabalarken servis edilen ve haber niteliği taşımayan, gerçeklikle ve habercilikle uzaktan yakından alakası olmayan son günlerde artan ve gittikçe çirkinleşen haberlerin somut hiçbir dayanağı yoktur, olamaz da.

Savaşın yoğunlaştığı, saldırıların yoğun şekilde devam ettiği bölgelerde yaralanan ve tedavi için çeşitli sağlık kuruluşlarına götürülen kolluk güçlerinin tedavi ve bakımlarının sağlık emekçileri tarafından bilinçli olarak yapılmadığına dair çeşitli asılsız iddialar da ortaya atılmıştır. Söz konusu sağlık kuruluşlarının verileri bu iddiaları yalanlamasına rağmen bu iddiaların ardından sağlık gereksinimi olan kolluk güçleri askeri hastanelere götürülme yoluna gidilmiş, batı illerinden sağlıkçılar getirilmiş, bu durum sağlık emekçilerine dönük asılsız ithamlara neden olmuştur. Devletin bilinçli bir tercihinin sonucu olan bu durumun ardından ‘Askeri hastaneye bazı hekim arkadaşlarımızın görevlendirmelerin yapıldığı ve bu görevlendirmeye icabet etmemek için rapor alındığı’ şeklindeki asılsız haberler yapılmaya devam edilmiştir. Bir kez daha vurguluyoruz: bizler kim olursa olsun din, dil, ırk, renk, üniforma ayrımı yapmaksızın bizlere gereksinimi olan herkese eşit sağlık hizmeti sunduk/sunmaya devam edeceğiz. Ancak ortaya atılan yalanlar ve sağlık emekçilerine karşı kamuoyunda oluşturulmak istenen nefretin karşısında bir aradayız, birlikte mücadele etmeye de devam edeceğiz.

Savaşın tırmandırıldığı, sokağa çıkma yasaklarının ve saldırıların başladığı ilk günden bu yana söylüyoruz. Başta yasaklı bölgelerde olmak üzere temel insan hakkı olan, halkın sağlığa ulaşım hakkı ve sağlık hizmeti alma hakkı ortadan kaldırılmıştır. Bölgemizde sağlık hakkından ve sağlığa erişimden bahsetmek mümkün değildir. Buradan tekrar vurgulamak istiyoruz: Sağlık hizmetinin aksamasına neden olanlar sağlık emekçileri değil, savaş ve savaşı gittikçe tırmandıran politikalar ve uygulamalardır. Hayatın normal akışının mevcut savaş durumu dolayısıyla kesildiği ve normalleşmeye dönük adımların dahi atılmadığı bu süreçte, işyerlerimizin asker ve polis tarafından işgal edilmesine, her an baskı ve tehditle karşı karşıya olmamıza, oldukça zorlu koşullarda çalışmak zorunda bırakılmamıza ve en önemlisi can güvenliğimizin ortadan kaldırılmasına rağmen, büyük bir özveriyle hasta ile yaralı arasında ayırım gözetmeksizin yaşatmaya ve yaşamaya çalışıyoruz. Çalışmaya da devam  edeceğiz.

Sağlık emekçilerine karşı başlatılan linç ve karalama kampanyalarıyla bütün sağlık emekçileri, özellikle de üyelerimiz doğrudan hedefe konulmuştur. Bütün bu haberler, sosyal medya hesaplarından yapılan açık saldırı ve hedef göstermeler kaygı verici duruma gelmiştir. Son olarak Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki hekim arkadaşlarımıza yönelik havuz medyası üzerinden ısrarla yürütülen karalama ve hedef gösterme, hakaret ve tehdit odaklı açıklamalar, asılsız haberlerle birlikte yürütülen kişiye, sağlık emekçileri ve mesleğe yönelik tehditler bardağı taşırma noktasına getirmiştir. Yetkilileri, savcıları ve başta çalıştığımız kurumlar olmak üzere tüm ilgilileri bu asılsız ‘haberlere’ karşı hareket etmeye çağırıyoruz.

Tüm bu karalamalara, asılsız iddialara karşı bizler sağlık hakkına sahip çıkmaya, barış talebini haykırmaya, yaşamdan yana saf tutmaya, mesleki etik değerlerimize bağlı kalmaya devam edeceğiz. Ölümler, tutuklamalar, hedef gösterilmeler, baskılar, tehditler, soruşturmalar bizleri bu taleplerimizden ve haklı mücadelemizden alıkoymayacaktır. Bu asılsız iddia ve iftiralara uğrayan meslektaşlarımızın yanındayız. Bu ithamlara karşı başta hukuk alanında olmak üzere mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi duyuruyoruz.

                                                                                                                                       

                                                                                                                                 SES DİYARBAKIR ŞUBESİ

                                                                                                                          DİYARBAKIR TABİPLER ODASI

                                                                                                                                                          METSAD

                                                                                                                                      DTK SAĞLIK MECLİSİ

                                                                                                                      DİYARBAKIR ECZACILAR ODASI

                                                                                                                        PRATİSYEN HEKİMLİK DERNEĞİ

                                                                                                                 DİYARBAKIR DİŞ HEKİMLERİ ODASI

                                                                                                       DİYARBAKIR VETERİNER HEKİMLER ODASI

                                                                                                                      TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI

kaynak: ttb.org.tr/26.05.2016