SES: ‘İnsan Kurtarırken Canımızdan Oluyoruz’

  06.10.2015   3185 okunma   

Cizre ve Beytüşşebap başta olmak üzere polislerin ambulans şoförünü katletmesine varan, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete dair açıklama yapan SES, ‘İnsan kurtarırken canımızdan oluyoruz’ dedi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi’nde bugün (29 Eylül) basın toplantısı düzenlendi ve 24 Eylül’de Beytüşşebap’ta özel harekat polislerinin çatışma alanına yaralıları almaya gelen ambulans şoförünü ateş açarak öldürmesiyle ilgili hazırlanan rapor paylaşıldı. Toplantıya SES Eş Genel Başkanları Gönül Erden ile İbrahim Kara’nın yanı sıra Şırnak ve Cizre SES Şube Eşbaşkanları Lezgin Gözdek ve Sabri Enük de katıldı.

‘İnsan kurtarırken canımızdan oluyoruz’

AKP’nin iktidarını kazanmak için yeniden başlattığı savaşta sağlık emekçilerine uygulanan şiddetti anlatan İbrahim Kara “İnsan kurtarırken canımızdan oluyoruz” diyerek açıklama yaptı:
Cizre Devlet Hastanesi’nde görev yapan ve üyemiz olan hemşire Eyüp Ergen nöbetten çıkıp evine giderken keskin nişancılar tarafından hedef gözetilerek vuruldu; polisin ambulansa izin vermemesi nedeni ile yaralı halde bir saati aşkın bir süre bekletildi ve bu nedenle hayatını kaybetti.
Silopi’de yaralılara müdahale eden doktor, polisin kafasına silah dayayarak kendini tehdit etmesini Twitter üzerinden kamuoyu ile paylaştığı için açığa alındı.
Dersim’de yaralıları almaya giden ambulans özel harekat polislerince tarandı ve sağlık emekçileri darp edildi.
Cizre’de 9 gün süren sokağa çıkma yasağında sağlık emekçileri sağlık kurumlarına gidememiş, sağlık hizmetleri verilmesi engellenmiş, tedavi edilebilir durumda olan insan bu yüzden hayatlarını kaybetmiş, onlarca diyaliz hastası tedavisini sürdüremediği için ölümle yüz yüze kalmıştır.
Bu olayda da görüldüğü gibi savaşta en çok siviller zarar görmekte, kurşun adres tanımamaktadır. Aynı günlerde Diyarbakır Kulp’ta da, Toplum Sağlığı Merkezinde çalışan hekim Abdullah Biroğlu, PKK üyelerinin yol kontrolü sırasında öldürüldü.
Tüm bu şiddet ortamı ve sağlık alanının dokunulmazlığının açıkça ihlali, Beytüşşebap’ta bir sağlık emekçisi arkadaşımızın daha ölümüne yol açtı. 24 Eylül tarihinde, Beytüşşebap’ta kaymakamın talimatı ile yaralı almaya giden ambulansa özel harekat noktasından açılan ateş sonucunda üyemiz Şeyhmus Dursun öldürülmüştür.
Sağlık kurumlarının, sağlık emekçilerinin ve sağlık hizmeti alanlarının korunması için görevini yerine getirmeyen, bu konuda açıklama bile yapmayan, ülkede yaşananlarla ilgili neredeyse tek açıklaması ‘Başkan seçseydik kaos olmayacaktı’ olan Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Şeyhmus Dursun’un öldürülmesiyle ilgili ise olayın sorumluluğunu üstünden atmak için hızlıca bir açıklama yapmış ve olayları çarpıtarak kamuoyunu yanıltmıştır.
Kaymakamın ‘kesin’ emri ile çatışma bölgesine gönderildiler
SES Şırnak Şubesi tarafından Beytüşşebap’ta yapılan incelemeler ve görüşmeler neticesinde hazırlanan rapor paylaşıldı. Olay günü mağduriyet yaşayan ilçe sakinleri ve hastane çalışanlarının beyanlarının yer aldığı rapordan kesitler aktaran Lezgin Gözlek, ambulans sürücüsü Şeyhmus Dursun’un öldürüldüğü an yanında bulunan sağlık çalışanı Emine Sönmez’in sözlerini okudu.
Beytüşşebap Devlet Hastanesi’ne geçici görevle gelen Sönmez’in raporda yer alan ifadeleri şöyle:
112’den arandık ve Emniyet Binasına gitmemiz istendi. Çok yoğun çatışma sesleri geliyordu ve bunun için çıkamadığımızı söyledik. Biraz vakit geçmişti ki, Beytüşşebap Devlet Hastanesi müdiresi Leyla Hanım aradı ve Kaymakamın kesin emri olduğunu söyledi ve emniyette yaralı olduğu için ambulansla oraya gitmemiz gerektiği emrini verdi.

‘Kaçtığımız evde 4-5 saat ateş altında kaldık’

Silah sesleri durunca yaralılar vardır diye yola çıktıklarını belirten Sönmez şöyle devam ediyor:
Polis noktasına 15 metre kala yaylım ateşine tutulduk ve Şeyhmus Dursun arkadaşımız yaralandı. Polis noktasının tersine doğru kaçtık. Kaçtığımız yönde evler vardı ve bize o taraftan herhangi bir şekilde ateş edilmedi. Evlerden birisinin kapısını çalarak içeri girdik. Biz orada 4-5 saat boyunca ateş altında kaldık.

Sağlıkçılara şiddet

Raporda özel harekat polislerinin hastaneye gelerek sağlık çalışanlarına ve yaralılara uyguladığı şiddet ve tehditler de yer aldı. Polislerin doktor ve hemşirelerin çalışmasını engelledikleri, hakaret ettikleri, hastane içinde ateş açtıkları ve izlerin hala bulunduğu belirtildi. Ayrıca polislerin hemşire odasında bulunan çalışanları küfürlerle ve silahlarla vura vura yere yatırdıkları, bir doktoru da önlerine siper ederek dışarı çıkıp, “Buraya bir tek mermi gelirse hepinizi öldürürüz” dedikleri belirtildi.
Raporda bir polisin, savcının talimatıyla kameraları sökeceklerini belirterek, doktora “Şimdi sen burada tek doktor olduğun için seni almıyoruz” dediği belirtildi. Ambulansı taradıkları için tepki gösteren Emine Sönmez’e polis, “Ben enayi miyim çatışma ortasında ambulans çağırayım, bizim ambulansa ihtiyacımız yok ki. Biz zaten yaralılarımızı helikopterle gönderdik” diyerek karşılık verdi.

kaynak: hekimedya.org/29.09.2015